TR | EN | DE





Tarihi ve Doğuşu

Kendisini diğer savaş ve savunma sanatlarına ispatlamış ve bizler tarafından da geliştirilerek bir ata dövüş sanatı olarak dünyaya tanıtmaya çalışmaktayız. Sistemimizde sade teknik değil, tekniğin kullanım şekli çok önemlidir. Tekniğin süslü ve gösterişli olanı değil gerçek hayatta uygulanabilir olması önemli bir faktördür. Teknik mantıki kavramada sabit reaksiyon olabilecek kolaylıkta olmalı, çok karmaşık ve bunaltıcı özellikler taşımamalıdır.

Aslando korunmanın ve koruyabilmenin yolu olan geçmişi Orta Asyaya dayanan, Türk kültür ve tarihi motifleri, toplumsal yapısı, ekonomik yapısı, estetik boyutu göz önüne alınarak bilgiler toparlanmış ve yöntemleri bir araya getirilerek meydana gelen bir Türk Savaş ve Savunma Sanatı’dır. 5000 yıllık Türk Kültürü’nün birçok özelliğini taşır. Gerek atalarımızın cenk meydanlarındaki göstermiş oldukları üstün başarıyı, gerek ecdadımızın mücadele kar duruşunu, savaşçılığını ve gerekse de mertliğini. Aslando’nun kökü binlerce yıl önceye dayanmasına rağmen sürekli gelişen ve değişen bir Türk Savaş ve Savunma Sanatı oluşu, onu diğerlerinden ayıran başlıca özelliğidir. Aslando’ nun kurucusu Mikail Ali ÇETİNER 4 yaşında sportif aktivitelerine başlamanın enerjisi ve tecrübesiyle, savaşlarla dolu olan Türk tarihinde, yeni bir ilke imza atarak, değerli ata sporumuz güreş gibi, bir ata dövüş sanatını dünya’ya tanıtmak için kollarını sıvamıştır (Aslando’yu). Güçlü rakiplerine karşı direnç göstermeden, rakibinin gücünden istifade etmeyi kendisine prensip edinmiş ve zayıfın güçlüye karşı şansı olarak tanımlanan yeni bir savunma sanatının temelini atmıştır. Aslando’nun kurucusu Mikail Ali ÇETİNER, 1979 doğumlu olup, 1983 yılında Kore savaş sanatlarından Taekwondo Hapkido eğitimiyle spor dünyasına ilk adımını atmıştır. Daha sonra 1985 yılında aynı çatı altında bulunan Japon savaş sanatlarından Karate - Aikido’ya da devam etmiştir. Yoğun bir eğitim görmüş ve mümkün olduğunca her türlü eğitim çalışmalarına katılmıştı.

Çoçuklar arası müsabakalarda üstün derecede başarılar elde etmeye başlayınca, ailesinin de rızasıyla Thai-Boks Kick-Boks sporlarına da devam etmesinden dolayı da haftanın her günü boş vakti kalmamaksızın uzak doğu sporları çalışmıştır. Sayısızı müsabakalara katılmış, dereceler elde etmiştir. Bu dereceler içerisinde en üstün dereceler de dünya serbest dövüş şampiyonlukları olmuştur. Dünyanın çeşitli ülkelerinde sportif araştırmalarla uğraşmıştır. Türkiye’de ve uluslararası alanda kabul gören savaş ve savunma sanatları uzmanıdır.
Bu hareket 2000 yılında Türkiye’de başlamış ve 2001 yılında da Avusturya’ da devam etmiştir. Şu anda toplam 16 ülkede Aslando çalışılmaktadır.

Aslando’ yu ana nitelikleri ile anlatacak olursak; bu nitelikler tekniksel olduğu gibi, tarihi, kültürel geleneksel faktörleri de göz önünde tutmasıdır.

Tarih öncesi devirlerde, Sümer, Hitit, Mısır duvar süslemeleri ve belgelerinde resmedilmiş, el ve ayak vuruşları ile yapılan spor türünün varlığını görüyoruz. Daha yakın bir tarihte Orta Asya Türklerinde, Selçuklu ve Osmanlılarda, tepme, usullü vuruş gibi isimler altında vuruşlu sporların yapıldığını ve bunların askeri eğitimlerde kullanıldığını biliyoruz.

Batıda Çin lileri doğuda Roma lıları dize getiren Türk kavimleri en az bugünkü çağdaş mücadele sporları kadar, o zamanın şartlarına göre müthiş bir savaş sanatına sahiptiler. Bu noktada bir değerlendirme yaparsak enteresan sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Türk boylarının yetiştirdiği savaşçılar, her türlü savaş silahlarını mükemmel bir şekilde kullanıyorlar, yakın boğuşmayı ve silahsız mücadele etme yöntemlerini başarıyla uyguluyorlardı. O dönemdeki savaşların insan gücüne dayalı olduğunu bilinmektedir. Kılıç, kama, mızrak, kalkan, gürz, balyoz, zincir vb. silahlarla mücadele eden savaşçılar bu savaş aletlerini kullanmayı çok iyi bilmeleri gerekirken çoğu zaman silahsız mücadele etme zorunluluğu olduğundan silahsız yakın dövüşü de iyi bilmek durumundaydılar.

Türk Milletinin birlik ve beraberliğine, tarihi, kültürel tüm unsurları faaliyet ve etkinliklerine bir nebze olsun katkıda bulunmaktır. Türk Cumhuriyetleri ile birlik ve beraberliğin sağlamasına destek olmak, yurt dışında Türk savaş ve savunma sanatının yayılmasını sağlamak, Türkiye’nin ve Türk’ün adını daha çok duyurmak en büyük amacımızdır. Örneğin yağlı güreşimiz, Türklerin Anadolu’ya gelmelerinden sonra başlamıştır. Oysa Orta Asya’da güreşlerimiz, aba, kuşak ve kuraş güreşleridir. Yağlı güreşimiz 643 yıl önce bir faaliyet olarak başlamış, bu gün ise kültürümüzün bir parçası olmuştur. Türk savaş ve savunma sanatı “ASLANDO” fiziksel, zihinsel, ahlaki ve ruhsal disiplinlere ulaşmanın yolu, yöntemi ve çalışmalarıdır. Aslando bir zekâ sanatıdır. Ritim, yumuşaklık, çabukluk, çeviklik, refleks ve konsantrasyon unsurlarını bir arada toplar.

Tarihimize bakılacak olursa yüzlerce düşünür, filozof, komutanlar ve kahramanlar yetiştirmiştir. Mete Han’dan, bugünümüze kadar....